Curse of the Gods
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Altı yıl önce.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Diana Blake Daryn

Diana Blake Daryn


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 16/10/11

Curse of the Gods
Karakter Gücü:
Altı yıl önce. Left_bar_bleue40/100Altı yıl önce. Empty_bar_bleue  (40/100)
Uyarı Puanı:
Altı yıl önce. Left_bar_bleue0/10Altı yıl önce. Empty_bar_bleue  (0/10)

Altı yıl önce. Empty
MesajKonu: Altı yıl önce.   Altı yıl önce. EmptyPtsi Ekim 17, 2011 2:54 pm

    Altı yıl önce,

    Hollywood sokaklarında dolaşıyordu yolunu bulmak istercesine, on iki yaşındaydı, yeni sahiplenilmişti ve babasını görme isteği ağır bastığı için kamptan kaçmıştı. Ne yapacağına dair en ufak bir fikir barındırmıyordu içinde. Diğer melezler gibi bir pegasus edinmemişti kendine. Gölge yolculuğu yapabilirken, neden uçmak isteyecekti ki? Mantıksız olurdu bu. Bir açıdan Diana, pegasusları sevmemişti. Atlar da onu görünce huzursuz olmuşlardı. Ahırı ona gezdiren çocuk, kendisine ölü gibi koktuğu için atların uzak durduğunu söylemişti. Diana, o andan itibaren pegasuslardan nefret etmişti.

    Güçlerini keşfederken, onlarsız yolculuk yapabileceğini bilmek kızı rahatlatıyordu. Bir yeri düşünmek ve göz açıp kapayana kadar orada belirmek oldukça havalı bir şeydi kıza göre. Ne yazık ki yeraltının yerini bilmiyordu ve bu da onun Hollywood'un rastgele seçilmiş bir yere gölge yolculuğu yapmasına sebep olmuştu. Dükkan isimlerine bakarken, ölüm ya da ona benzeyen bir şeyler arıyordu. İçinde, bulamayacağı ve oraya kadar boşuna gelmiş olduğu konusunda korku oluşmaya başladığı sırada gözüne bir şey takıldı. 'Nakil Sırasında Ölüm Plakçılık.' denemeye değecekti. Sonuçta içeridekiler en fazla onun deli olduğunu düşünecekti, Diana da sinirlenecek ve o küçük yaşına rağmen hepsine yumruk atmaya kalkacaktı. Giydiği ses çıkarmayan spor ayakkabılarından hoşnut bir şekilde plakçılığın önüne geldi ve yavaşça kapıyı açtı. Başını uzattığı anda, kalabalığı fark etmişti. Bu durum bile oranın sıradan bir yer olmadığını belli ediyordu. Üstelik Diana, içerideki kalabalıktaki hiçbir şeyin canlı olmadığına yemin edebilirdi. Bu da kızı rahatlatmıştı. Doğru yolda olmalıydı. Onu gören ruhlar, kısa süreli bir düşünme faslının ardından onların ruh olduğunu anlamıştı, kenara çekilip ya da tutunmaya çalışırken, kız asansör olduğunu düşündüğü şeyin önünde bekleyen adama doğru ilerledi. "Hades'in yanına gitmek istiyorum." Dedi hafif kararsız şekilde. Adam, ona bakmaya bile yeltenmeyince, kendisine sinirli bir hava vererek konuşmaya başladı. "Babamın yanına gitmek istediğimi söyledim." Bu sözü onun ilgisini çekmiş olmalıydı. Diana, yeniden konuşmadan önce onun yaka kartına baktı. "Charon. Eminim ki Hades, kızını ona götürmediğin için sevinmeyecektir." Charon, onun gelmesi için asansöre doğru ilerlerken, küçük kız orada kalan ruhlara acıyarak baktı. Henüz on üç yaşındaydı ve acıma duygusunu engellemeyi bilmiyordu. Yine de elinden bir şey gelmeyeceği konusunda kendine güvence verdikten sonra Charon'un yanına gitti.

    Bindiği asansör, yavaş yavaş şekil değiştirmeye başladığında Diana meraklı bir şekilde çevresine bakınıyordu. Ayakta durduğu şey kayık halini alırken düşmemek için hızlı bir şekilde oturdu, Charon da iş adamı görünümünden kurtulmuş, pelerin giyen bir iskelet halini almıştı. Kendini, Styks Nehri'nin sularına bakarken buldu Diana, suda yüzen şeyler ilgisini çekmişti.

    Berbat bir bel ağrısı ile indiği kayık yolculuğundan sonra, Hades'in odasına babasına dikmişti gözlerini. Kız, ebeveyni olan ölümsüze bakarken, kayıktan indiğinde yanına gelen bir Cehennem Tazısı olmasa bu odayı hiç bulamayacağını düşünüyordu. "Neden buradasın?" Soru zihninin içinde yankılanıp düşüncelerinden kurtulmasını sağlarken şaşkın bir şekilde babasına baktı. "Ne demek neden buradasın? Sadece seni görmek istemiştim!" Hades, gözlerinde bir umursamazlıkla ona bakarken, yavaşça elini salladı. Diana'nın az önce orada olmadığından emin olduğu bir miğfer belirmişti ellerinde. Kız, Hades'in onunla ne yapacağını merak ederek babasına baksa da Hades, az önceki sertliğini yitirerek aceleci bir tavırla konuşmaya başladı. "Peki ala. Geleceğini biliyordum, bu yüzden bunu sana yaptırdım. Görünmezlik Miğferi bu. Benimkinin bir meleze göre yapılmış hali. Taktığın zaman görünmez olursun, istersen deneyebilirsin de." Bunları söylerken, çevresine bakınması Diana'nın gözünden kaçmamıştı. Biraz dikkatli baktığında, Hades'in yanındaki tahtı gördü. Üvey annesi Persephone. Muhtemelen onun varlığından hoşlanmayan ikinci bir kadın daha. Onunla karşılaşmayı, belki bir Tanrı'ya kafa tutabilecek kadar büyüdüğünde isterdi, şimdi değil. Bu yüzden, hızlı bir şekilde Hades'e yaklaştı. Miğferi eline alırken, ona baktı. "Teşekkür ederim." Ses tonunu hem sıcak, hem soğuk kullanmaya özen göstermişti. Miğferi kafasına taktıktan sonra, Melez Kampı'nı düşündü. Tanrıça dönmeden oradan ayrılmayı istiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Altı yıl önce.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Curse of the Gods :: Dünya :: Hollywood :: Yeraltı Dünyası-
Buraya geçin: