|
| | Karanlık Gece | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
The author of this message was banned from the forum - See the message | Adorle Vampir | Piyanist
Mesaj Sayısı : 223 Yaş : 24 Kayıt tarihi : 09/01/12
Curse of the Gods Karakter Gücü: (0/100) Uyarı Puanı: (0/10)
| Konu: Karanlık Gece Cuma Ocak 13, 2012 2:54 pm | |
| xArasındax Hava kararalı bayağı olmuştu. Sokak lambaları yanmış, loş bir ışıkla aydınlanan sokak boştu. Genelde her zaman boş olurdu, ancak bu gün daha bir sessizdi. Ve sadece tek bir evin ışığı yanıyordu. 13 Numara'nın ara sıra yanan, sarı bir ışık veren -ya da perdeden öyle gözüken- lambası yanıyordu. O evde kimin oturduğu pek bilinmiyordu. Ya bir yada iki kere görülmüş bir sahibi vardı. Tek bilinen kadının ayda bir, bir yerlere gidip, haftalar sonra geldiğiydi. Kim olduğunu henüz bilmiyorlardı. Pekte umurlarında değildi. Yeni misafirlere açık değillerdi o sokağın sakinleri. Lambası açıktı. Bunu çoğu zaman yapmasada ve vampir olsada ışıksız sıkılıyordu bazen. Yeni komşuları ona alışamamıştı. Adorle'nin de pek alıştığı söylenemezdi. İnsan kokusuna dayanmak zordu çünkü. O cezbedici, adeta hoş bir parfüm gibi kokan insanlar. Hele bazıları oluyordu ki, yanlarına yaklaşamıyordu Adorle. Birine zarar gelsin istemiyordu. Çünkü vejeteryan bir vampir değildi. Elindeki kitabı yavaşça önündeki ince, uzun masanın üzerine koydu. Son olarak eline dolma kalemini aldı ve masanın üzerindeki kağıtlardan birine bir şeyler çiziktirdi. Sandalyeyi bacakları ile yavaşça geriye itti ve rahatlıkla yerinden kalktı. Bir planı vardı. Aç değildi, avdan yeni gelmişti. Kendini kontrol edebileceğini bildiği için dışarı çıkmayı ve gezmeyi planlamıştı. Gece gezmeleri her zaman onun vazgeçilmeziydi. Bir bara uğrar, içki içer, gezinir ve eve gelirdi. Yalnızdı zaten. Ne annesi, ne babası, ne bir dostu, nede bir sevgilisi vardı. Annesi ve babası bir savaşta diğer vampirler tarafından parçalanmışlardı. Tanıdığı pek vampir yoktu. Gerçi insanda yoktu. Hep belki bir insan arkadaşı olurda, vejeteryan olur diye düşünmüştü. Ama yapamıyordu, olmuyordu bir türlü. Ama barlarda alkol kokuu ile karışık kan kokusu duyduğu için birazda olsa kendini kontrol edebiliyordu. Gardrobunun yanına vardığnda ne giyse bilemiyordu. Siyah, deri bir mini elisesi vardı. Olabilirdi. Onu daha yeni aldığı için heves etmişti. Askıdan tek hamlede çıkardı elbiseyi. Aşağı trafta duran ayakkabılara uzandı ve kırmızı, siyah bir ayakkabı seçti. Ayakkabının asimetrik bir yapısı vardı. Bu ayakkabıyı daha da hoş yapmıştı. Ayakkabıda, siyah yerler deriydi. Buda kıyafetiyle hoş bir uyum sağlıyordu. Elbiseyi giydi. Bu iyiydi. Güzel olan vücudu, şimdi kusursuz görünüyordu. Gerçekten güzel bir kadındı Adorle. Ayakları minik ve inceydi. Ayakkabıları giydi ve eline onun kırmızısına uyan bir çanta aldıktan sonra, aynasının önünden aldığı parfümü iki kere 'pıs, pıs' diye sesler eşliğinde, biri sol diğeri sağ olmak üzere boynunun iki tarafına sıktı. Kırmızı rujlarını sürdü, rimelini çekti ve aynaya baktı. "Ah, işte hazırım."diye konuştu. Bir bayan sesine göre kalın ama pürüssüz bir sesi vardı. Tıpkı görünüşü gibi. Şal tarzı bir şeyi üzerine geçirdi. Anahtarla apıyı kitledi ve merdivenlerden elinden geldiğince sessiz bir biçimde inmeye başladı. Sokak kapısı büyüktü. Yavaşça açtı ve etrafı olaçan etti. Sonra loş ışıkla aydınlatılmış sokağa adım attı. | |
| | | Christian Vonica Ares'in Oğlu | Yarı Vampir
Mesaj Sayısı : 132 Kayıt tarihi : 07/01/12
Curse of the Gods Karakter Gücü: (0/100) Uyarı Puanı: (0/10)
| Konu: Geri: Karanlık Gece Çarş. Ocak 18, 2012 6:19 pm | |
| Son şişeden sonra içkiyi fazla kaçırdığını kabul etti.Bütün bar etrafında dönüyordu.Müziğin sesi sadece baş ağrısı yaratan rahatsız edici bir gürültüye dönüşmüştü.Unutmak için en sık başvurduğu çözüm sarhoş olmaktı.Her şeyi unutmak.Anahtar kelime onun için unutmaktı.Geçmişte yaptığı hatalar peşini bırakmıyordu.Gece kabuslar eşliğinde kendilerini hatırlatıyor,unutmak için çaba göstermeye fırsat bırakmıyorlardı.Tek çözüm yolu içmekti.Sadece anlık zevk yaratsa bile elindeki çözüm yoluna fazlasıyla bağlanmıştı.Kamptan kaçma zahmetine girmediği günlerde yatağını altına yada kulübede bulunamayacak yerlere sakladıklarıyla idare ediyordu.Geçmiş zamanlarda farklı yollar denemişti.Asla geri dönmeyi düşünmediği bir yoldu.Uyuşturucu.Alkolün binlerce kat üstüydü.Arkadaşlarıyla alkolün tanrısı muhabbetlerini anımsadı.Dünyadan kopmak.Amaçları tam olarak buydu.İçten içe ölmek istemişti.Elinden geleni yapmaktan kendini alıkoymamıştı.Yinede yaşıyordu.İstesin yada istemesin.Kaderinde ölmek şimdilik yoktu.Önce işini bitirecekti.Tanrıların hüküm sürdüğü zaman bitene kadar yaşayacaktı.Onları mahvetmeye yemin etmişti.Hayatını mahvedenler onlardı.Canını tehlikeye atmak için bir saniye düşünmezdi.Düşüncelerinden sıyrılması sağlayan yeni bir içki şişesi oldu.Hızla açıp bardağa koyma zahmetine girmeden kafasına dikti.Diğer insanların tuhaf ve onaylamaz gözlerle bakışı umurunda değildi.Hiç olmamıştı.Kimin ne düşündüğünü umursayarak yaşayan oyuncaklardan biri olmayacaktı.Her zaman amacı için yaşayan umursamazlığını sürdürecekti.Elindeki içki bittikten sonra yeni bir tane daha istedi.Etrafı süzmeye başladı.Özellikle kızları.Bardan içeriye birinin girdiğini fark etti.Ortamın enerjisi tamamen değişmişti.Gelen fazlasıyla güzel bir kadındı.Yanına oturan kıza aldırmadan onu izlemeye devam etti.İlgisini ilk dakikadan çeken kişiye odaklanmıştı.Bir emir verilmiş gibi ayağa kalktı ve ona doğru ilerlemeye başladı.Mutlaka onunla konuşmak zorunda olduğunu hissediyordu.
''Merhabayı geçip direk tanışabilir miyiz?''.Fazla hızlı davrandığını kabul ediyordu.Ama kelimeler ağzından bir anda çıkmıştı.
| |
| | | The author of this message was banned from the forum - See the message | Adorle Vampir | Piyanist
Mesaj Sayısı : 223 Yaş : 24 Kayıt tarihi : 09/01/12
Curse of the Gods Karakter Gücü: (0/100) Uyarı Puanı: (0/10)
| Konu: Geri: Karanlık Gece Perş. Ocak 19, 2012 11:34 am | |
| Yürümeye başlamıştı. Fazla uzağa gitmeyecekti. O civarlarda bildiği birkaç bar vardı. Onlardan birine girmeyi planlıyordu. Ama hazır daha etraf sessizken prova yapması gerekiyordu. Gülümsemek, çok konuşmak, meyan okumak, koklamak yoktu. Dayanamayabilirdi. Korktuğu şeyde oydu zaten. Bunları denerken bir eli de sürekli dar, deri elbisesinin eteğini çekiştiriyordu. Yürüdükçe toparlanıyordu çünkü. Yinede rahatsız değildi. Dudaklarını ıslattı ve saçlarını gözünün önünden çekti. Etrafa bakınıyordu. O anda daha önce hiç farkına varmadığı bir yer gördü. Müzik sesi duyulmuyordu ancak ışıklandırma oldukça iyiydi. Dikkat çekiciydi. İçeride tıka basa doluydu. Ama gözüne kestirmişti ve oraya gidecekti. Bunu kafasına koymuştu. Düşündü, oraya gitse o kadar kan kokusuna dayanabilecek miydi ? Evet, yapabilirdi. Belki onu olduğu gibi kabul edebilecek, iyi yürekli, her şeyini anlatabileceği birini bulabilirdi. Gerçi oralarda pek konuşkan bir değildi. Belki yeni bir aşk... Bu mümkün olabilir miydi ? Hayır. İstediği son şeydi bu. Bir erkeğe bağlanmak. Onunda hayatını mahvetmek istemezdi. Aklında bu düşünceler kol gezerken, kapıya kadar gelmişti. İçeriye bir göz attı. Tanıdık kimse yoktu. Tereddüt etmeden elini kapı koluna attı ve içeriye doğru itti. Kapı büyük bir gıcırtı ile açıldı. Ancak kimse rahatsız olmamıştı. Herkes kendi halinde bir şeyler içiyor, dans ediyor ve öpüşüp koklaşıyorlardı. Onlara iğrenti dolu bir ifade ile baktı. Dudaklar birleşiyor, diller gırtlağa kadar sarkıyordu. Ne iğrenç bir görüntüydü. Midesinin ters taklalar attığını hissetti. Bir masaya oturdu ve gözlerini şarkı söyleyen amatör karaoke sanatçılarına dikti. Hoş bir kız ve yakışıklı bir erkek söylüyordu. Gerçekten harikaydı. Bir anda gözü kendisini kesmekte olan çocuğa takıldı. Yanına gelen kıza aldırmadan elindeki şişeyi kafasına dikti ve Adorle'ye baktı. Kafasını başka yöne çevirdi. Yanına gelen adamdan bir şişe Four Roses marka viski ve bir bardak istedi. Adam gülümsedi ve barmenin yanına doğru yürüdü. O anda bir gölge hissetti. Tam tepesinde. Sabırsız, yaramaz bir çocuk misali. Hülyalı bir sesti. Kalbine dokunuyordu. Hoştu, etkileyiciydi. ''Merhabayı geçip direk tanışabilir miyiz?''Bu ne acele? Kim olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordu. Mutlaka cevap vermesi gerekti. Neden böyle hissettiğini bilmiyordu ama öyle olması daha doğru gibi geliyordu. Kafasını kaldırdı. Tüm düşünceleri, kendine meydan okuyordu. O kadar etkileyiciydi ki. Sakin olması gerekiyordu. Çok iyi alamasa da bir koku almıştı. Kötü bir şey tatmış gibi burnunu kırıştırdı. Hala cevap vermemiş olduğunu hatırladı. ''Otursana.''Cevap çocuğun hoşuna gitmişti. Gülümsedi. Parlak ve hoş gülümsüyordu. Göz göze gelmemeye özen göstererek, eliyle çok yakınında olmayan bir yeri işaret etti. Mesafe olması gerekiyordu biraz. Çünkü gerçekten şüphe duyuyordu. Tüm erkeklerden duyduğu şüphe gibi... - Spoiler:
Kısa olmuş olabilir, özür dilerim.
| |
| | | Christian Vonica Ares'in Oğlu | Yarı Vampir
Mesaj Sayısı : 132 Kayıt tarihi : 07/01/12
Curse of the Gods Karakter Gücü: (0/100) Uyarı Puanı: (0/10)
| Konu: Geri: Karanlık Gece Çarş. Ocak 25, 2012 9:08 pm | |
| ''Otursana.''Beklediği söz üzerine hızlı bir şekilde yanına oturdu.Ondan etkilenmişti.Gerçekten güzel biriydi.Birkaç gün geçirip sıkılınca bırakılacak bir havası yoktu.Hoş ve güvenli tavırlarıyla oldukça çekiciydi.Bakışlarının rahatsız edici olmaya başladığında elindeki içkiyle ilgilendi.Onunla tanışmak istiyordu.Hızlı bir giriş yaptığını fark etmişti.Telefi ederek başlamalıydı.Ne söyleyeceğinden emin olamayınca doğaçlama olarak devam etmeye karar verdi. ''Özür dilerim biraz fazla hızlı oldu sanırım.Bazen işleri ağırdan almayı yapamıyorum.''Sonrasında sustu.İnsan ilişkileri konusunda hiç iyi olmamıştı.Saçma bir konu açıp kendini rezil etmekten korkuyordu.En doğru şeyi bulmaya çalışırken adını söyleyerek devam etmeye karar verdi. ''Bu arada ben Chris.''Daha fazlasına gerek olmadığını düşünerek sustu.Bazen kendini frenleyemiyordu.Susmak ve konuşmak gereken zaman arasında ince çizgiyi sıkı sık ihmal ediyordu.Aslından içinden telefon yada ev adresi vermek gelse de iyice abartmak olacağına karar verip kendini durdurdu.Yavaştan almaya başlamalıydı.Birilerini çok nadir etkileyici bulurdu.Bir tanıdık yada arkadaş edinmek için mükemmel bir fırsattı.Onu izlerken düşündüğünden daha güzel olduğunu fark etmişti.Onun dışında daha farklı bir şeylerde var gibiydi.Melez olup olmadığını sormak çok riskli olurdu.Eğer değilse aptal durumuna düşer ve açıklama yapması gerekirdi.Merakını dizginlemeye çalışarak elindeki içkiyi içmeye başladı.Söyleyecek normal bir şeyler düşünmeye çalışıyordu.Bardak tamamen bitince biraz susmaya karar vererek kızın cevabını bekledi. - Spoiler:
Çook kısa oldu af edersin sonraki çok daha uzun olacak.
| |
| | | The author of this message was banned from the forum - See the message | Adorle Vampir | Piyanist
Mesaj Sayısı : 223 Yaş : 24 Kayıt tarihi : 09/01/12
Curse of the Gods Karakter Gücü: (0/100) Uyarı Puanı: (0/10)
| Konu: Geri: Karanlık Gece Perş. Ocak 26, 2012 9:36 am | |
| Çocuk hiç konuşmadan gösterdiği yere oturmuştu. Onun bir şey söylemesini bekliyordu. Olaya balıklama dalmıştı çünkü. İçi içini yiyor ama doğru sözleri bulmaya çalışıyor gibiydi. Surat ifadesi çok farklıydı. Adorle'nin o anda istediği şey, az önce söylediği bir şişe Four Roses'in gelmesiydi. Yoksa etkisine kapıldığı şeyden kurtulamazdı. Çocuğun ne olduğunu sormaya gerek yoktu. Sanki daha önceden tanıyormuş gibiydi. Ancak neden olduğunu bilmiyordu. Ne garipti içinden bir ses onun melez olduğunu söylüyordu. Ama çocuk kokusuzdu. Kokmuyordu. Vampir miydi? Adorle o anda çocuğun ne dediğini duyamamaktan korkuyordu ama yinede tüm dikkatini burnuna vermişti. Kokluyordu. Hayır. Kan kokusu yoktu. Kesinlikle kan kokmuyordu. Ne garipti. Oysa insana benziyordu. Yani, melez diye tahmin etmişti genç kadın. Bunun ne önemi vardı. Ona güvenemezdi sonuçta. Oldukça çapkın görünüyordu. Bunu neden düşündüğünü bilmiyordu. Genelde kimseyi dış görünüşüne göre yargılamak hoşuna gitmezdi ama bu sefer ne olduysa kesin bir karara varmıştı. Karşısındaki çocuk yakışıklı, düzenli içici ve çapkın birine benziyordu. Keskin ve içe işleyen bir bakışı vardı. Belkide cevap vermişti. Yada bu kadar düşünceyi saniyelere sığdırmıştı Adorle. Olabilirdi. İkinci fikrin daha mantıklı olduğunu düşünerek, olduğu zamana, boyuta döndü. Çocuk daha konuşmamıştı anlaşılan. O anda Adorle kendine benzetti genç adamı. Bir lafı konuşmadan önce kırk kere düşünüp öyle söylerdi. Genç adam daha yakın gelmeye başlamıştı Adorle'ye. O anda usul bir ses kulaklarından geçip, kalbine saplandı. ''Özür dilerim biraz fazla hızlı oldu sanırım.Bazen işleri ağırdan almayı yapamıyorum.'' Sustu. Duymuştu, ama duymamış gibi yapmıştı. Neden yaptığını bilmiyordu. Bir açıklama daha beklemişti herhalde. ''Bu arada ben Chris.'' 'Chris...' 'Chris...' 'Chris...' kulağa ne kadar hoş geliyordu. Ve genç adam bunu o kadar tatlı bir ton ile söylemişti ki. Hayranlığını gizleyemedi. Gözlerini ona çevirip kaşlarını kaldırdı. Çocuk elindeki şişeyi kafasına dikti. Sonra indirip Adorle'nin o halini görünce şaşkınlıktan küçük dilini yutmuş gibi oldu. "Öyle mi? Adın çok... çok hoş." Çocuk gerçekten şaşırmıştı. Rahatlamıştı ama duruşunu sarmak istemiyordu belli ki. Ne dese bilemiyordu Adorle. En iyisinin kendi adını söylemek olduğunu düşündü. Gözlerini kendisine bakmakta olan Chris'e çevirdi. O anda çocuğun ne kadar yakışıklı olduğu bir kez daha aklına geldi. Dışa vurmak istemediği için aklına gelen bu şeyi yok etti. Ne diyecekti? En son ne karar almıştı? 'Ah, lanet olsun unuttum! Imm... Evet. Adımı söyleyecektim.' "Bende Adorle." Heyecanlı bir ses ile söylemişti. Çocuk gözlerini hiç ayırmadığı Adorle'ye gülümsedi. Adorle bir türlü gülümseyemiyordu. Bıyıkları uzun, kendisi kısa bir adam yanlarına yaklaştı. Elindeki bir şişe Four Roses'i masaya bıraktı, yanına da iki tane bardak koydu. Adama parasını verdi. "Toz ol!" Adam bu sert karşılığın nedenini merak etmiyordu. Arkasını döndü ve yürümeye devam etti. Adorle başını şişeye çevirdi. O anda Chris onun adama söylediğinden dolayı şaşırmış bir ifade ile bakıyordu. "Almaz mıydın?" Chris, usulca kendi elindeki şişeyi salladı. Adorle anlamıştı. Kafasını pekala anlamında salladı. Mantar kapaklı bir şişeydi. Tuttu ve hiç bir çaba harcamadan çekiverdi. Garip bir sesin ardından şişe açılmıştı. Viski bardağına boşalttı. Daha sorularını sormamıştı genç kız. "Chris, merak ettim de. Yani özel olmazsa demek istiyorum. Bu senin tercihin açıklamayabilirsin. Melez misin?" Genç adam aynı-şeyi-düşünüyoruz bakışını attıktan sonra. Biraz durdu. Adorle onun cevabını beklerken, bardağı kafasına dikti ve bekledi. Düşünmesine izin verdi genç adamın. Ani bir soru sormuştu. Ama merak ediyordu. Çünkü koku alamamıştı. Bu garipti. Ne diyecekti acaba?
*Enaa. Bu sefer benimki de kısa oldu. Telafi edeceğiz bundan sonrasını Mert Can. Ehe, saygılar... | |
| | | | Karanlık Gece | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|