boşlukta hiçlik;;

Konu: boşlukta hiçlik;; Perş. Ocak 05, 2012 5:20 pm

ben hiç sevmedim dünyayı, eğer bu lanet yerde var olmayı isteyip istemediğim en başından sorulsaydı; ciğerlerim patlayıncaya dek 'hayır!' diye bağırırdım, 'hayır!'
ayrılık;;
soğuk havalarda odanın sıcaklığına temas eden buharın camda bıraktığı kayganlık, ve adını duvarlara yazdığın bir soysuza adamak ölümü vakitli, vakitsiz!
şuan;;
haykırsam, ödün kopar, öpsem dudağını, savaş borazanları başlar çıldırmış gibi böğürmeye!

Konu: Geri: boşlukta hiçlik;; Cuma Ocak 06, 2012 4:32 pm

boşlukta hiçlik;; Dead_spider_by_ladyshave

http://fizy.com/#s/1qahux

bir kadın;;

bir adam;;

üçüncü kişi;;

hiç;;

altı ocak iki bin on iki

EDİT.

Konu: Geri: boşlukta hiçlik;; C.tesi Ocak 07, 2012 4:40 pm

http://fizy.com/#s/392jvf

aynı;;

mrb

yedi ocak iki bin on iki

elinin körü diyerek başlamak istemediğin halde, elinin körü kelimelerini katmak zorunda bırakıldığın bir cümlenin karşısına geçip ona hissiz halde baktığını fark ettiğinde, etrafında kimsenin kalmadığını anlamak çok zamanını almıyor. hem bu güne kadar ne anladın ki? hatta şuan bildiğin en gerçek şey anladıklarının her hangi bir manası olmadığı değil mi? öyle anlar ki bunlar, anlattıklarını anlamaya çalıştığını anlarken anlattığını, karşındakinin ne düşündüğünü boş veriyorsun. bazen bir kelimeyle s*ktir olup gidiyor insanlar hayatından. kimine göre çok önemli, kimine göre hiç bir nedenden. bunu bile önemsemediğini hissettiğinde, hislerinin tamamen ortadan kaybolduğu fikriyle aranda ölümüne bir kavga başlıyor. yalnızlığını kabul ediyorsun. birileri seni alıp bir biblo gibi bıraksalar odanın her hangi bir köşesine umurunda olmayacak halde bir kabullenme bu. nefes alıp verdiğini bilmek yeterli mi? sadece nefes al, nefes ver, bu kadar mı? kocaman bir boşluk, içine bir tek senin sığabileceğin kadar büyük. sen büyüksün, kendi altında ezilip buna can yanması demeyecek kadar da güçlü. dev! evet, kocaman bir devsin. bütün dostlarını, aileni, kısacası muhatap olduğun tüm insanları hayatından def edebilecek kadar yalnızsın. en çok ağlayanın kazandığı bir yer mi burası? burası gerçekten bir yer mi? burası yer, gerçek. evet, bir yer burası. bütün gerçekliği avucun arasına alıp, tüm gücünle sıkıp yumruğunu, ardından hızlı bir hamleyle açıp bir sihirbaz gibi kaybettiğin bir yer.