Curse of the Gods
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Umudun anahtarı.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Sydney A. Bernard
Admin | Poseidon'un Kızı
Admin | Poseidon'un Kızı
Sydney A. Bernard


Mesaj Sayısı : 373
Yaş : 26
Kayıt tarihi : 01/10/11

Curse of the Gods
Karakter Gücü:
Umudun anahtarı. Left_bar_bleue4/100Umudun anahtarı. Empty_bar_bleue  (4/100)
Uyarı Puanı:
Umudun anahtarı. Left_bar_bleue0/10Umudun anahtarı. Empty_bar_bleue  (0/10)

Umudun anahtarı. Empty
MesajKonu: Umudun anahtarı.   Umudun anahtarı. EmptyCuma Kas. 18, 2011 9:16 pm

Umudun anahtarı. Shiloh4 Umudun anahtarı. L2j2


    Karşısında duran kabartmalı ve harflerin kenarları renkli ışıklarla kaplanmış levhaya baktı. Eski görünen bir barın, kahverengi tabanı ay ışığının kuşkusuz güzelliği ile parıldıyordu. En son, birkaç sene önce yalnızca doğum günü kutlamak için geldiği bu bar, bu gece onun tek başına kafa dağıtmasına sebep olacaktı belki de. İleriye doğru adım attı siyah topuklu ayakkabılarıyla. Soğuk hava, iliklerine doğru işlerken üzerindeki ince montuna sarılmayı ihmal etmedi genç kız. Gözünün önünden karmaşık bir bağ ile sarmaşık halini oluşturmuş düşünceler geçti. Kulübeden kaçıp gitmesi, herkesi her ne kadar sıkacak olsa da umursamaz tavırlarının ve özlem duygusunun önüne hiçbir şey geçemiyordu şimdilik. Önceden olan özgür hayatını istiyordu, New York sokaklarını, yağmurda dışarıya çıkıp tamamı ile ıslanana kadar dolaşmayı diliyordu daha çok umutsuzca. Ardından bir toz bulutu tüm düşüncelerini yıkıp gitti. Bara doğru ilerlerken ahşap ve kırık dökük olan kapıya yasladı elini Sydney. Kapı soğuktu, içeriden gelen rock sesleri kendisini içine daha da büyük bir tutkuyla çekse de bir tarafı buradan uzaklaşıp yalnız kalmayı tavsiye ediyordu beyninde. O ise, ilerlemeyi seçti. Gıcırdayan kapıyı içeriye doğru yavaşça ittirerek, sıcak ortamın ateş dolu ve sigara kokusuyla boğulmuş etrafına göz attı. Bir tarafta birbirlerine sadece sevişmek amaçla bakan kadınlar olmasına rağmen diğer tarafta yalnızlıktan depresyone girecek olan adamları gördükçe iç çekti. Tanrım! Nasıl bir yerdi böyle. New York iki yılda ne kadar da değişmişti. Kendini toparlamaya çalışarak dik görünmeye çalıştı ve üzerindeki montu bir çırpıda çıkardı. Makyajı yolda gelene kadar akmıştı belki, ama her zamankinden de siyah kalemi gözlerine çekmişti. Barmenin önünde duran masaya doğru ilerledi. Etrafına bakınarak masada bulduğu ilk boş sandalyeyi kendisine doğru çekti ve çabuk hareketlerle üzerine oturdu. Telefonu, montunu ve cüzdanını masaya bırakarak barmene işaret etti ve kalabalığın içinde barmenin kulağına doğru eğildi. "Bir bira, lütfen." Mavi gözleriyle oluşturduğu acımasız bakışları genç adamdan çekerek etrafı gözetmeye çalıştı.

    Fazla sıcak, sigara kokusunun oluşturduğu sis gözlerinin önünden geçerken rahatsız ediyordu Sydney'i. Derin bir iç çekti. Önüne koyulan büyük bardak bira için barmene sinsi bir bakış atarak teşekkür etti. Başını öne eğdi birden. Üzerindeki kendiliğinden desenli yırtık taytına ve tek omzu düşmüş kırmızı badisine baktı. Gözlerini çevirerek kaldırdı ve göz atmaya devam etti. İnce, uzun ve beyaz teniyle bütünleşmiş elini bardağa doğru uzatarak yavaşça kavradı ve dolgun dudaklarına götürdü genç kız. Yumuşak bir kokuydu ve insanı içmek için daha da tatmin ediyordu. Hızlıca dudaklarına bastırdı bardağı, dikti ve boğazından akan bira damlalarını hissetti. Yutkundu ve gerçek bir özgür hayatın, gerçek bir on sekiz yaşın tutkusunu yaşadı. Kimsenin bilmediği bir gerçek; bu gün onun doğum günüydü. Kimseyi umursamadan geçirdiği, annesini bile düşünmediği, umursamazlığını daha da bastırdığı on sekizinci bir yıl daha. Bardağı masaya koyarak ileriye doğru ittirdi ve bacaklarını üst üste atarak arkasını döndü. O kadar kaltak görmesine rağmen bu defa hiçbirinden tiksinmiyordu. Tiksinmekten ziyade acıyor, kendilerini satabildikleri için onlara içinden küfretmekten başka bir şey yapmıyordu Sydney. Tüm gözler birden bire geriye doğru çevrildi. Müzik yüksek sesine devam ediyordu, fakat uğultu kendisini bastırmaya yetmişti bile. Kapıya çevirdi mavi gözlerini. Hızlı adımlarla barmen masasına doğru yaklaşan adama bakmaktan başka bir şey edemedi. Aman tanrım! Dağınık saçları hava yaratıyordu genç adama. Birkaç saniye ardından göz göze geldiklerini farkedince, hızlıca arkasına döndü Sydney. Önünde duran birayı eline alarak çabucak içmeye çalıştı. Sanki tanıyormuşta, dış görünüşünden o denlicesine etkilenmiş gibiydi genç adamın. Bardağı masaya hızlıca koyarak ayağıyla müziğe ritim uydurmaya çalışıyordu. Uykusuzluk beynine işliyordu, bir dakika bile görmediği adama bakmayı neden istiyordu ki? Bunda bir iş vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hyperion
Güneş Titanı
Güneş Titanı
Hyperion


Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 29/10/11

Curse of the Gods
Karakter Gücü:
Umudun anahtarı. Left_bar_bleue0/100Umudun anahtarı. Empty_bar_bleue  (0/100)
Uyarı Puanı:
Umudun anahtarı. Left_bar_bleue0/10Umudun anahtarı. Empty_bar_bleue  (0/10)

Umudun anahtarı. Empty
MesajKonu: Re :   Umudun anahtarı. EmptyC.tesi Kas. 19, 2011 7:33 pm

Zor bir gün geçirmişti bu yaşlı adam.Hayır görünüşü yaşlı değildi , ruhu genç , yaptıkları genç işiydi.Fakat yaşadığı yıllar ona yaşlı ismini vermeye yetiyordu.Güneşin varlığından beri yaşamış bir adam.İlk halinden çok farklı...4 Kollu bir canavardan...Kesinlikle çok farklı.İnsanları görerek onlara benzemiştir yavaş yavaş.Savaşlara katılmamış gücünü göstermemiştir.Belki de kardeşlerinden başka varlığını bilen yok...Kesinlikle kusursuz bir şehir...Manhattan.İnsanların yapabileceği her şeyi yapabileceğin bir şehir.Yavaş yavaş insanların yaptıklarından zevk almaya başlayan bir insan.Yine de hiçlik içindeydi.Kimsesi yoktu boş boş dolaşmaktan başka bir şey yapmıyordu.Parası yoktu orta halli bir ev ve dolaplarca giysisi...Tüm sabahını güneşe bakarak geçirmişti.Yorulmuştu ve biraz eğlenmek istiyordu.Bu yüzden insanların Bar dedikleri yere gidecekti.Yerlerini sabahtan öğrenmişti.Bu yüzden kendine dikkat çekmiyecek bir yer bulmuştu.En sevmediği zaman...Gecenin karanlığında yavaş yavaş yürüyordu.Karşısına çıkan kabartmalı ve ışıltılı tabelaya baktı doğru yerdeydi.Ay ışığının yaptığı etki...Kesinlikle bugün dolunay vardı.Buda geceleri güneşin en güçlü olduğu zaman oluyordu.Kapıya elini koymasıyla beraber son kez bir nefes aldı.Kapıyı açar açmaz hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.İçki...Kendisine etki etmese de tadını seviyordu.Hızlı adımlarla ilerlerken gözleri bir anda masada oturan kıza kaymıştı.Kendisine bu kadar etkili bir şekilde bakıldığını önceden hissetmemişti.Karmaşık duyguların ardından kızın paniğe kapılıp arkasını dönmesiyle gözleri yeniden barmenlere doğru döndü.Ortalık gerektiğinden fazla kalabalıktı.Direk satış yerine giderek kendisine bira bardağında vodka aldı.Bira ona tatsız geliyordu fakat vodka biraz acımsı ve güzel bir tat...Elindeki renksiz su gibi gözüken yine de bira bardağına dolu içkiyle etrafına bakınmaya başladı.Oturacak sadece bir yer vardı.Göz göze geldikleri bayanın yanı.İçine değişik bir duygu akın etmişti yine de böyle duygularda yeni olduğu için aldırış etmedi.Ağır adımlarla ilerlerken kızın yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu ve sessiz ama etkileyici bir sesle konuşmaya girdi ;
-"İyi akşamlar genç bayan...Oturmamda bir sakınca olmaz umarım..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Umudun anahtarı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Geçmişin Anahtarı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Curse of the Gods :: Dünya :: Manhattan-
Buraya geçin: