Curse of the Gods
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Günahkâr ve Kutsanmış

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Icarus
Köken Büyücü | Büyü Bilimci
Köken Büyücü | Büyü Bilimci
Icarus


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 05/11/11

Curse of the Gods
Karakter Gücü:
Günahkâr ve Kutsanmış Left_bar_bleue0/100Günahkâr ve Kutsanmış Empty_bar_bleue  (0/100)
Uyarı Puanı:
Günahkâr ve Kutsanmış Left_bar_bleue0/10Günahkâr ve Kutsanmış Empty_bar_bleue  (0/10)

Günahkâr ve Kutsanmış Empty
MesajKonu: Günahkâr ve Kutsanmış   Günahkâr ve Kutsanmış EmptyPaz Kas. 06, 2011 3:43 pm

Günahkâr ve Kutsanmış

Emmanuela ~
Alerod ~



'Merhaba, Argog. Uzun zaman oldu.' Kapıda belirmiş siyah ceketli adamın gözleri, gecenin karanlığına bürünmüş bir iştah ve hevesle parıldıyordu. Dudaklarına yayılmış alaycı gülümsemenin altında hissedilebilen küçümsemenin boyutları koltukta oturmakta olan melezin gözlerinin şaşkınlıkla irileşmesine sebep olurken, asası hızla elinde belirmiş olan adamın varlığının yaydığı güç karşısında koltukta gerilemeye çalıştı. Ani bir korku dalgası yarı-tanrıyı tam göğsünden vurmuş, onu etkisiz kılmıştı. Dudakları arasından fısıldarcasına dökülen sözler odanın duvarlarında yankılandı adeta. 'Senin öldüğünü sanıyordum.' Büyücünün gülümsemesi genişlerken, bakışlarında önceden orada olmayan bir öfke ve nefret belirdi. Hatıralar koltuktaki melezin zihnine doluşurken, büyücü bunun için zamanı yokmuşçasına yumruklarını sıktı ve ileri doğru bir adım attı. 'Günahkâr olduğumu iddia edip beni yakmaya çalıştığın günü hatırlıyor musun, Argog?' Gerçeklerin idrakına varmanın yakıcılığıyla kavruldu bedeni melezin. Yeniyetme bir adamdı o zamanlar, bu hatası yüzünden ölecek miydi? Uzun yıllar önce gerçekleşmiş bir şakanın bedeli ölüm müydü? 'İntikam?' diye fısıldadı yine. Büyücünün gözlerindeki öfke yerini tekrar artmış bir küçümsemeye bırakırken, bir adım daha atarak melezin tepesine dikildi. 'Hayır, eski dostum. Sana sadece haklı olduğunu söylemek istedim.' Eli yavaşça genç adamın yüzüne doğru uzandı. Görünmez bağlar Apollon'un oğlunu koltuğa bağlar ve hareketsiz kılarken, bugüne kadar ölmüş olduğundan emin olduğu adamın eli dünyasını kapladı ve onu karanlığa boğdu. Boğuk bir iniltiyle içindeki gücün çekilip alındığını hissetti. Geriye kalan tek şey sonsuz bir boşluktu...

Alerod yavaşça elini çekti ve bariz bir tiksinti ile koltuktaki adama baktı. Kollarına ve bacaklarına bağladığı hava örgülerini hızlı ve alışkın hareketlerle yok edip bakışlarını yavaşça eline indirirken parmakları arasında kıvılcımlar çatırdıyordu. 'Haklıydın. Günahkârları cezalandıran bir günahkârım.' Çatılmış kaşları ve hâla iştahla alevlenmiş kara gözleri yukarı çıkan merdivenlere yöneldiğinde ciğerlerine bir nefes doldurdu. Kaderin ve ölümün karşısında ayağa kalkmış ve karşı konulamaz bir güçle esen bu rüzgâra farklı bir yön vermeye çalışmıştı. Yaratılmışların ulaşamayacağı bir kudrete uzanan pençelerin arasından sıyrılmıştı. Kalbini saran inancın kafesini kırmıştı. Yalanlarla kaplanmış olan kendi dünyasının duvarlarına vurduğu yıkıcı darbeyle, geleceğine kucak açmıştı. Yaşlanarak ölmek yerine, bir amaç bulmuştu. Kehanetlerin haberini verdiği savaş ve güç için bir adım atmıştı. Koltuğa yığılmış olan bedene baktı ve bedelin bu olması gerektiği için üzüldü. Parmaklarıyla kavradığı gücün her bir parçasına ve daha fazlasına ihtiyaç duyması gerekmeseydi, Argog gibi bir şerefsiz olsa da cezalandıran olmayı istemezdi. Neyse ki ölüm sadece Hades'in fedailerine mahsustu. Onunki sadece, dolu olan bir bardak suyu içmek, tüketmekti. Argog eskisi gibi olmayacak, kaybettiği gücün açlığını duyacaktı. Yine de... 'Bedel her zaman ödenir.' dedi baygın adama. Duymuyor olması önemli değildi. Merdivenlere doğru yönelirken karanlığa bürünmüş gözlerine bir derinlik düşmüştü. Destanların ve hikâyelerin dünyasına ait olmanın verdiği bir gizemle bütünleşmiş olan düşüncelerine gömülmüştü tekrar. Basamakları hızla tırmanmaya başladığında, sonraki adımının ne olacağını düşünüyordu.

Son kata ulaştığında durdu ve koridorun sonundaki tek kapıya baktı. Büyük ve oldukça kalabalık olan bu şehrin mütevazı mahallelerinden birinde oturuyor olması ilginçti kızın. Para, şan ve şöhrete sahip değil miydi? Aşağıda bekleyen çömez savaşçı önemini göstermez miydi? Muhafız... Adamın baygın olmasına lanet etti içinden. Fakat, onu iyi tanımıyor olsa da, ona ihtiyaç duyduğunun bilincinde olmak... Öfkeyle asasını kavradı ve bir tuzak olup olmadığını kontrol etti. Onun önemli olduğunu biliyor, iliklerine dek hissediyordu. Alaycı gülümsemesi yerini ukala gülümsemelerinden birine bırakırken yavaşça kapıya yaklaştı ve güçlü bir şekilde üç defa vurdu. Boşta olan eliyle saçlarını yüzünün önünden çekerken, siyah ceketinin hışırtısı koridora yayıldı. Sessizliğin ele geçirdiği ruhuna verdiği sözler ve vaatlerle, güce doymayan kalbinin yankıları kulaklarına vurur ve yalnızlığını hatırlatırken, tanık olmadığı ve hissetmediği tek şeyin, aşkın gücünü ve kudretini merak eder buldu kendini. Aşk... Bir dişinin yanına yaklaştığında düşündüğü ve düşünebildiği şeylerden en belirgini bu oluyordu. Ruhu şehvet ve arzuyla titreşir ve günahlarıyla onu yakarken, ağlamak istedi. Ölüm ve yaşam arasındaki sonsuz mücadelenin yıprattığı bilincindeki derin boşlukları tamamlama arzusu, merakı, açlığı bedenine hücum ederken asasını kavrayan eli bir yumruk haline gelmişti. Bağlı olduğu evrensel sihrin damarlarında aktığını hissetti ve parmakuçları karıncalandı.

'Gecenin içinde bir ışıktım, korktum ve savaştım. Gece beni yuttuğunda, gecenin kendi oldum ve ışığa asla doyamadım.' ~Alerod'un Günceleri.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emmanuela Vadalean
Persephone'un Kızı | Kahin
Persephone'un Kızı | Kahin
Emmanuela Vadalean


Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 06/11/11

Curse of the Gods
Karakter Gücü:
Günahkâr ve Kutsanmış Left_bar_bleue0/100Günahkâr ve Kutsanmış Empty_bar_bleue  (0/100)
Uyarı Puanı:
Günahkâr ve Kutsanmış Left_bar_bleue0/10Günahkâr ve Kutsanmış Empty_bar_bleue  (0/10)

Günahkâr ve Kutsanmış Empty
MesajKonu: Geri: Günahkâr ve Kutsanmış   Günahkâr ve Kutsanmış EmptySalı Kas. 08, 2011 10:23 am

"İyi olduğuna emin misin Emma?"

Uzun süredir konuşan kadının tek bir kelimesini bile dinlememişken adını duyunca başını çevirdi genç kız. Camın kenarındaki eski bir koltuğa kurulup ayaklarının üstüne oturmuş, düşünceleri gibi puslu ve karanlık havayı izliyordu uzun süredir. Kendisine meraklı ve endişeli gözlerle bakan saçları ağarmış kadına çevirdi bakışlarını. "İyiyim Martha, sadece böyle havalar biraz sinirlerimi bozuyor." dedi doğal görünmeye çalışarak. Doğal görünmekten çok neredeyse düşüp bayılacakmış gibi bir izlenim vermiş olmalıydı ki kadın arkasını dönüp dolaba ilerledi ve bir battaniye çıkarmaya koyuldu. Belki de Emma'nın bütün uyuşukluğunu -ya da kızın dediği gibi 'sakinliğini'- üşümesine ve hasta olmasına falan bağlıyordu. Bu nedenle üstüne bir battaniye örtülüp iyice koltuğa gömülmesine sebep olurken sesini çıkartmadı. Martha'nın odadan çıkması ile battaniyeyi biraz açıp kendini boğulmaktan kurtardı hızlıca. Tek istediği bir kitap ve bir kahveydi sadece, deli yerine konmak canının sıkılmasına neden oluyordu. Kendini bildi bileli birine muhtaç olmayı sevmezdi çünkü her zaman karşısındaki de bir şeyler isterdi ondan. Birinin ona bakmasını falan istemiyordu, eğer hastaysa kendine bile bakabilirdi elbette. Melez Kampı'ndaki işini kabul ettiğinden beri hayat onun için biraz daha tuhaf bir hale gelmişti. Okuldaki öğretmenlerinden eve gelen raporlar neşeli Emma'nın sürekli bayılması ve tuhaf şeyler söylemesi yönündeydi, ailesininde yorumları işleri daha da zorlaştırıyordu. Belki de bir süre daha evine katlanması gerekecekti, sonra gidecek bir yer bulabilirdi. İstese koltuğundan kalkıp her an kaçmaya hazır bekleyen çantasını alıp evden çıkabilirdi, ama yapamıyordu işte. Bir şekilde bağlı hissediyordu kendini buraya, üstelik her türlü canavarı çekebilecek bir yerdi Brooklyn. Evin içinde -büyük ihtimalle alt katlarda- bir yerde olan melezi hatırlayınca kendini iyi hissetti. Ek bir korumaya ihtiyaç duymuyordu, aslına bakarsanız kahin olmadan önceki hali ile olduktan sonraki hali arasında bir farkta yoktu, ancak Apollon'un çocukları bir şekilde kendisini korumaya fazla hevesli olmuşlardı. Birkaç kez gitmelerini söylemeye başladığındaysa ortadan kaybolmuşlardı. Hala aşağılarda bir yerlerde olduğunu biliyordu ama Emma dolanmaya başladığında hiç kimseyi göremiyordu. Dikkatini toparladı ve tekrar bulunduğu odaya döndü. Belki de dışarı çıkıp biraz hava alması gerekiyordu, en azından ona çatlağın tekiymiş muamelesi yapılmayacağı birkaç saat gerekiyordu. Derin bir nefes alıp ayağa kalkarken ne yapacağını düşündü hızlıca. Üstündeki kıyafetlere ve saçına baktı duvara dayalı duran aynadan. Fena sayılmazdı, saçını öylesine toplanmış halinden kurtarmak için tokayı açıp çekti ve sarı saçlarının omuzlarına düşmesini izledi. Kararsız gözlerle aynadan kendine bakarken kaşlarını kaldırdı, böylesi daha iyiydi sanırım.

Ceketini almak için kapının yanına doğru ilerlerken mutfaktan gelen kahve kokusu üzerine durakladı. "Martha?" dedi içeriye seslenerek. Kahve Emma'nın en sevdiği ve Martha'nın en nefret ettiği şey olarak tanımlanabilirdi çoğu zaman. Mutfak kapısından kafasını içeri uzatınca daha da şaşırırken buldu kendini. Martha çoktan çıkmıştı -alışverişe ya da evine gitmiş olabilirdi- ancak arkasında birkaç kupa içebileceği kadar sıcak kahve bırakmıştı. Dışarı çıkma planlarından vazgeçerek tezgaha doğru ilerledi hızlı denilebilecek adımlarla. Sert bir yere vurulduğunda çıkan tıklamayı duyunca durakladı. Sadece birkaç kez duymuştu, hemen ardından kesilmişti ses. Yağmurun cama vurduğunu düşünüp başını pencereye doğru çevirdi ama hava ne kadar kapalı olursa olsun yağmur yağmamaya kararlıymış gibi görünüyordu. Sesi ikinci kez duyduğunda birinin kapıyı çaldığını anladı. "Geliyorum." diye seslendi olabildiğince yüksek sesle. İlk kez evdeki herkesin dışarı çıkacağı tutuyordu ve tabi babasının arkadaşlarından biri falan gelmişti kesin. Koridorun sonuna yaklaştı ve kapının kolunu tutup çevirdi. Karşısına tanımadığı bir yetişkin çıkması ilk değildi ancak bakışlarını garip bulmuştu biraz. "Yardımcı olabilir miyim?" dedi tutumunu bozmayarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Günahkâr ve Kutsanmış
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Günahkâr.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Curse of the Gods :: Dünya :: Brooklyn-
Buraya geçin: